Doğanın uyanışına şahit olduğumuz baharın gelişi; yenilenme ve tazelenme zamanını, markalar için ise yeni fikirleri müjdeliyor.
Bu güzel enerjiyi fırsata çevirmenin şimdi tam sırası…
Markanızı ve marka vaadinizi hedef kitle ile mümkün olduğunca sık karşılaştırmak; marka yönetiminin başarı faktörlerinden biri sayılıyor. Dünya genelinde toplumsal bellek süresinin ancak birkaç ay ile sınırlı olduğunu düşünürsek ; gündemi neredeyse saatlik değişen ülkemiz için bir aydan kısa bir zaman kavramından bahsediyoruz.
İletişim ve marka yönetiminde çok da sevimli olmayan bir tanım var “unutulursan yoksun!”
İşte bu yüzden hafızalara “ben de varım” diyebilmek adına, reklamın gücünü hafife almamak, doğru içerik yönetimi ile planlı, markaya anlam kazandıran , marka yetkinlikleri ile uyumlu ve akılda kalan reklam projeleri üretmek gerekiyor.
Global anlamda başarılı birçok markayı incelediğinizde pazarlama felsefelerini “kreatif mükemmeliyetten daha çok içerik mükemmeliyetine” kaydırdıklarını görüyoruz. Yani asıl olan; gerçek müşterinizin ve takipçilerinizin markanıza yüklediği anlamda yatıyor. Çünkü artık tüketici, sizin kendi başınıza gerçekleştirmeyi umduğunuzdan çok daha fazla hikâye, içerik ve sohbet yaratabilme gücünde…
Bazen markaların tüketiciler için faaliyet gösterdiği sektördeki hizmetlerinden çok daha fazla anlam ifade ettiklerini görüyoruz;
Bir otomobil markasının; “mükemmellik” kavramı ile özdeşleştirilmesi,
Kadınların kullandığı bir ürünün “güçlü kadın imajını” temsil etmesi,
Bir otel markasının “lüks ve rahatlık” duygusunu çağrıştırması gibi …
Bu denli güçlü bir silahı, ancak doğru kullanan ve hafızaların unutmasına fırsat vermeyecek aralıklarda tüketiciye kendisini hatırlatmasını bilen markalar, rakiplerinin yüksek bütçeler harcayıp reklamlarla onlara yaklaştığı dönemlerde bile, sektörlerinin “referans noktası” olabilirler.
Yöntem size kalmış; ister dijital, ister sosyal medya, gerilla marketing ya da eski metotlar…
Doğru içerik ve sürdürebilirliği olsun yeter.!
SEDA BAYBURTLU
MARKA & STRATEJİK PAZARLAMA UZMANI